Alaçık

HUSBAM sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

ʻçalı çırpıdan yapılmış kulübe’. Ağızlarda yaygın olarak geçer. ~ Az alaçıg. -TatK alacık. -Bşk alasık. -Krg alacık. -KKlp ılaşık. -Kzk laşık. Kazakçada baştaki a-’nın düşmesi normaldir. Kazak diyalektinde buna benzer birçok örnek göze çarpar. Örn. Türkçe oğlak Kazakçada lak olarak geçer. -Tuv alajı. -Yak alasa. -Çuv laś. Eski Türkçede alaçu olarak geçer. Orta Türkçede de alāçu biçimi kullanılır. Kumancada alaçuk olarak geçer. Kökünü bilmiyoruz. Brockelmanın (OGM 32. § b) ala ʻbunt’ (?) kökünden -çu ekiyle yapılmış bir türev olarak açıklamıştır. Clauson (ED 129b) alāçu biçimi yanında geçen -k’li biçimleri göz önüne alarak alıntı olduğunu düşünmüştür. Zajączkowski (Sufiksy 7. §) Karayca alaçıx biçimini *ağıl-ak-çık olarak açıklamıştır. Sevortyan’a göre (ÊSTJa 1974, 131-132), alacık ~ alaçık ~ alaçu vb. biçimleri *alaŋ ~ *alağ ~ *alav ~ *ala kökünden -çu ve -çık ekleriyle kurulmuş küçültmelerdir. Doerfer (TMEN 519) alaçuk biçiminin sonundaki -k’yi küçültme eki olarak değerlendirmiş, -çu veya -açu ekinin Türkçede kullanılmadığını göz önüne alarak alaçu biçiminin ölmüş bir dilden kalma bir kültür alıntısı olduğunu dile getirmiştir. Leksika yazarları kelimenin yapısını alaçıx < *ağl-a-çıx (< *ağıl-a-çıx) biçiminde açıklayarak ağıl köküne dayandırmışlardır (Leksika 497). Türkçeden Arapça, Farsça, Moğolca, Rusça gibi dillere de geçmiştir. Kafkas dillerinde de yaygın olarak geçer. bk. Doerfer: TMEN 519. Bang: KOsm 4:22; Pelliot: T’oung Pao 26: 264; Zajączkowski: Związki 23; Németh: AOH 3:15; Dmitriev: Stroj 540; Egorov: ÊS 126; Eckmann: TDAY 1955, 19-20; Räsänen: V 15b; Vasmer: REW 2: 20-21; Şipova: STRJa 362; Clauson: ED 129b; Sevortyan: ÊSTJa 1974, 131-132; Johanson: Arat Arm 286-305. Anadolu’da kullanılan biçimlere ilişkin bilgi almak için bk. Eren: TD 1992/2: 200-201; 1993/1: 378. bk. Şçerbak: JaS 162/427; Leksika 497.