As

HUSBAM sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

ʻçok değerli postu için avlanan bir hayvan, kakımʼ. Ağızlarda as, ars, arıs ʻgelincikʼ ve ʻsincapʼ olarak geçer. ~ Tkm ās. -Krg ars (veya ars çıçkan). -TatK as. -Soy, Sag as. -Alt, Tel ās < ak as; saras < sarı as. -Tuv as. -Çuv yus. Başındaki y- ikincil bir sestir. Eski çağlardan başlayarak kullanıldığını biliyoruz. Kâşgarlı Mahmud’a göre, Orta Türkçede as yanında az biçimi de geçer. Eski Kıpçakçada da as ʻgelincikʼ ve ʻkakımʼ olarak kullanılır. Şçerbak: İRLTJa 142; Doerfer: TMEN 477; OLZ 9/10, 1971, 443; Räsänen: V 28b; Clauson: ED 240a; Ligeti: AOH 19: 131; MNy 75: 136-138; TörK41. Anadolu ağızlarında kullanın ars, arıs biçimlerindeki -r-ʼler sonradan türemiştir. Kırgızca arsʼtaki -r- de ikincil bir sestir. Sevortyanʼın bu -r-ʼleri orijinal bir ses sayması yanlıştır (ÊSTJa 1974, 179, 191-192). Ahmetʼyanov’un as’ın arısʼtan geldiği yolundaki savı da düzeltilmeye açıktır (ST 5, 1980, 88). Yakutçada as’a verilen üyän adı Moğolcadan alınmıştır (Kałużyński: ME 20). Eski Türkçede ve Orta Türkçede ‘samur’ ve ‘samur kürkü’ olarak kīş adı geçer. Kâşgarlı Mahmud kīş kuδrukı ‘samur kuyruğu’ sözünü tanık olarak verir. Çağataycada kiş ‘samur’ olarak geçer. Doerfer: TMEN 477; Clauson: ED 752b; Leksika 163.

1. ʻiskambil kâğıtlarında birliʼ; 2. ʻbir işte başta gelen (kimse veya şey)ʼ 

< Fr as. Bazin: Turcica 13: 173.