"Aslan - arslan" sayfasının sürümleri arasındaki fark

HUSBAM sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
etimolojik>Sinanyalcinkaya
 
k (1 revizyon içe aktarıldı)
 
(Fark yok)

10.50, 10 Nisan 2019 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

ʻAfrika ve Asyaʼda yaşayan, erkekleri yeleli, kuyruğu püsküllü, çok koyu sarı renkli yırtıcı bir memeli türüʼ ~ Az aslan. -Tkm arıslan. -TatK arslan. -Bşk årslan. -KarT arıslan; arıslanka ʻdişi aslanʼ. Sonundaki -ka eki Slavcada dişil sözlerin yapımında kullanılan bir ektir (Kovvalski: KT 33-34). -Blk aslan. -Krç aslan. -Krg arstan. -Nog arıslan. -KKlp arıslan. -Kzk arıstan. -Alt, Tel arsılan. Altay Türkleri arsıl biçimini de kullanırlar. Teleütler aslana arsıl ayū adını verirler. -Tuv arzılaŋ. Tuvalar arsıl aba adını da kullanırlar. Bu diyalektlerde aba ʻayıʼ olarak geçer. O bakımdan arsıl aba adı Teleütlerin kullandığı arsıl ayū adına benzer. -Çuv arăslan. Tatarcadan geçmiştir. Ancak Çuvaşçada aslan sözünün eski karşılığı da saklanmıştır (uslan kayǎk ‘aslan’). Eski Türkçeden başlayarak kullanılır (arslan). Orta Türkçede arslan biçimi geçer. Eski Kıpçakçada da arslan olarak kullanılır. < arsıl + -an eki (Németh: Melich Arm 293-295). Kâşgarlı Mahmudʼun tanıklığına göre, arsıl ‘kestane rengi, kumral’ olarak kullanılır. Sonundaki -(a)n da eski ve yeni diyalektlerde yaygın olarak kullanılan bir küçültme ekidir. Eckmann (TDAY 1955, 16) Némethʼin etimolojisini olduğu gibi benimsemiştir. Patrubány (NyK 16: 459) arslan, arıslan biçimini açıklamak için Türkçe sarı sözünün Yakutça karşılığından yola çıkmıştır. Yakutçada baştaki s-ʼlerin düştüğünü biliyoruz. Buna göre, Türkçe sarı’nın Yakutçada *arı’ya çevrildiği düşünülebilir. Patrubány’a göre, Türkçe arslan, arıslan biçimi Yakutça *arı’nın bir türevidir: *ar + -sıl eki + aŋ. Sonundaki aŋ diyalektlerde ‘vahşî hayvanʼ olarak geçer. Bu açıklamaya göre, arıslan’ın ʻsarımtırak vahşî hayvan’ anlamına geldiği anlaşılıyor. İlk bakışta bu açıklama düşündürücüdür. Buna göre, arslan ( > aslan) sözünün Yakutça bir biçim olması gerekir. Ancak bütün Türkler arasında yaşayan arslan (> aslan)’ın Yakutça bir biçim olduğu düşünülemez. Budenz (NyK 16: 460) arslan’ın etimolojisi üzerinde dururken kaplan ve sırtlan sözlerini de göz önünde tutmak gerektiğini seslendirmiştir. Başka bir deyişle, ona göre, arslan sözünün açıklanmasının mutatis mutandis kaplan ve sırtlan biçimlerine de uyması kaçınılmaz bir koşuldur. Budenz’in ortaya attığı bu koşul ilk bakışta düşündürücüdür. Sonraki çalışmalarda bu koşulun sık sık dile getirildiğini görüyoruz. bk. Ligeti: TörK 230. Budenz gibi, Bang (KSz 17: 112-146) da arslan’ı kaplan biçimiyle birlikte açıklamaya çalışmıştır. Bang Türkçe ılan ~ yılan ‘sürünen’ sözüne dayanmak istemiştir. Ona göre, arslan sözü *arsıl ılan biçiminden çıkmıştır. Türk diyalektlerinde yaşayan biçimler arasında arsıl biçimi de kullanılır. Patrubány gibi, Bang da arsıl’ın ar- bölümünde bir renk anlamı aramış ve ‘arpulan’ ʻala geyik, sığınʼ adındaki ar sözünü örnek olarak kullanmıştır. Némethʼin yazdığı gibi, Bangʼın açıklaması benimsenemez. Yalnız kaplan, sırtlan gibi sözlerin oluşumunda arslan biçiminin analojik baskısı göz ardı edilemez. Vámbéry (Die primitive Cultur des turko-tatarischen Volkes. Helsinki 1879) arslan’ı arıs ‘güçlü’ ve lan ‘vahşi hayvan’ bölümlerine ayırmıştır. Ramstedt (Formenlehre 230) eski açıklamaları göz önüne almayarak arslan’ı ars- (arkira- kükremek) ve laŋ (< Çince lan ‘vahşi hayvan, hayvan’) bölümlerine ayırmıştır. Egorov (ÊS 31-32) Vámbéry, Ramstedt ve Şçerbak’ın açıklamalarını özet olarak vermiş, Kırgızca arsılda- ‘kükremek’ fiilini de saymıştır. Şçerbak (İRLTJa 137-138) arslan’ın, ‘kestane rengi’ anlamına gelen ār’ın -sıl ekiyle kurulmuş arsıl biçimiyle aŋ sözünün birleşmesinden oluştuğu yolundaki eski etimolojiyi benimsemiştir. Bu etimolojiye göre, aŋ sözü arslan’a yırtıcı hayvan anlamını kazandırmıştır. Şçerbakʼa göre, bu açıklama ses ve anlam yönlerinden inandırıcı olmakla kalmaz, kaplan (< kapıl-an), sırtlan (sırtlı an) gibi benzer hayvanların adlandırılmasında kullanılan yönteme de uyar. bk. Şçerbak: JaS 101/31. Türkçe arslan’ın sonundaki ekin yırtıcı hayvan anlamına gelen aŋ sözünden geldiğini savunan uzmanlar, arslan’ın eski ve yeni diyalektlerde arslan olarak geçtiğini göz ardı ederek, çağdaş diyalektlerin küçük bir bölümünde kullanılan arslaŋ biçimine ağırlık vermişlerdir. Ancak, bu biçimin yalnız aŋ sözünün yaşadığı diyalektlerde kullanıldığı anlaşılıyor. Bu durum karşısında arslaŋ biçiminin halk etimolojisi sonunda ortaya çıktığı açıklık kazanıyor. Bu etimolojiyi doğrulamak üzere tanık olarak kullanılan kaplan, sırtlan gibi sözler de eski ve yeni diyalektlerde yalnız kaplan, sırtlan olarak geçer. Kaldı ki arslan’ın sonunda geçtiği ileri sürülen aŋ sözünün Türkçe bir öğe olup olmadığını da açık olarak bilmiyoruz. Örn. Clauson’a göre (ED 166a s.v. 3 eŋ), Hakasça, Tuvaca, Kırgızca gibi diyalektlerde ‘wild game’ olarak geçen aŋ) Moğolca bir alıntıdır. Bu yolda daha çok bilgi edinmek için bk. Sevortyan: ÊSTJa 1974, 152-153. Baskakov (Russkie familii 101, 174) da arslan’ı arsıl + aŋ diye açıklamıştır. Räsänen (MTS 104) arslan’ı -lan ekiyle kurulmuş bir türev olarak vermiştir. Türkçe kaplan, sırtlan gibi. Daha sonra Räsänen (V 27a) Altayca arsıl ‘wild’, Tubaca arsıl aba, Teleütçe arsıl aŋ, Soyotça arzılaŋ biçimleriyle açıklamaya çalışmıştır. Clauson (ED 238) arslan’ı hayvan adlarında kullanılan -lan “ending”i ile kurulduğunu ve aslan ve arıslan olarak geçtiğini bildirmiştir. Ona göre, Moğolca arslan/arsalan biçimi Türkçeden kalma eski bir alıntıdır. Clauson, sözlüğünün “Suffixes” bölümünün “Endings” alt bölümünde -lan “ending”i ile kurulduğu düşünülen sözlerin başında arslan’ı da saymıştır. Ligeti (TörK 230) de arslan’ı -lan, -len ekiyle kurulmuş türevler arasında arıs-lan olarak vermiştir. bk. Ligeti: AOH 17: 21. Pritsak (Handbuch der Orientalistik, Turkologie 36) arslan’ın İranca pars’tan geldiğini yazmıştır. bk. Doerfer: TMEN 453. Brockelmann (OGM 76. § b) da arslan’ı -lan formansı ile yapılmış bir türev olarak kaplan, sırtlan gibi örneklerle birlikte saymış, ancak ars bölümü üzerinde durmamıştır. Sevortyan (ÊSTJa 1974, 173-175) arslan’ın etimolojisine ilişkin belli başlı görüş ve önerileri özetlemeye çalışmıştır. Ancak onun, Patrubány’ın ve özellikle Németh’in açıklamalarını yanlış olarak verdiğini saklamayalım. Németh, arslan’ın sonunda -(a)n ekinden söz etmişti. Sevortyan ise Németh’in etimolojisini arsıl + aŋ olarak vermiştir. Daha açık bir anlatımla, Sevortyan, Németh’in, arslan’ın sonunda ʻyırtıcı hayvanʼ olarak kullanılan aŋ geçtiğini açıkladığını bildirmiştir ki yanlıştır. Doerfer (TMEN 453) Bang, Ramstedt, Pritsakʼın etimolojilerini eleştirmiş, özellikle Pritsakʼın, arslan’ı İranca pars’tan geldiği konusundaki etimolojisinin ses, anlam ve kültür tarihi bakımlarından olanaksız olduğunu vurgulamıştır. Patrubányʼı bir yana bırakalım. Doerferʼin, Némethʼin etimolojisinden habersiz kaldığı göze çarpıyor. Doerfer, Türkçe arslan’ın Moğolcaya geçtiğini açıkladığı gibi, Balkan ve Kafkas dillerinde Türkçeden kalma bir alıntı olarak kullanıldığını da bildirmiştir. Farsça arslān biçimi de Türkçeden alınmıştır. İbragimov (ST l, 1977, 45-47) belli başlı etimolojik açıklamaları özet olarak vermiştir. Türkçe arslan (aslan) Türkler ve komşuları arasında kişi adı olarak da kullanılır. Örn. Rusçada Ruslan olarak kalmıştır (Vasmer: REW 1: 550, 663). Bu yolda daha çok bilgi edinmek için bk. Baskakov: Russkie familii 101,174. Pelliot (BSOS 6: 565) Bang’ın yazısına göndermede bulunmakla yetinmiştir. Joki (LwSS 147) arslan’ın Moğolcadan geldiğini ileri sürmüştür. Macarca oroszlán eski bir Türk dilinden alınmıştır (Gombocz: BTLw 150; Németh: Melich Arm 293-295; Ligeti: TörK). Fasmer [Vasmer] (Živaja Starina 17: 148-149) Rusçada ʻfilʼ olarak kullanılan slon biçimini Türkçe arslan sözüyle birleştirmiştir. Räsänen (V 27a) de Slavca slon’un Türkçe arslan’dan alındığını yazmıştır. Ancak İvanov (Êtimologija 1975, 157) Rusça slon ile arslan arasında bir ilgi kurulamayacağını dile getirmiştir. bk. Röhrborn: UWb l, 202a; Leksika 158.