Ark

HUSBAM sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

‘içinden su akıtmak için toprağı kazarak yapılan açık oluk, kanal’. Ağızlarda arık olarak da geçer. Yerel olarak hark biçimi de kullanılır. Bu biçimin başındaki h- sonradan türemiştir. ~ Az arx. -Tkm ārık. -TatK arık. -Nog arık. -Krg arık. -Kzk arık. -KKlp arık. -ÖzbA ariq. -YUyg erik. Kâşgarlı Mahmud’a göre, Orta Türkçede arık olarak kullanılır. Eski Kıpçakçada ark biçimi geçer. Kökünü açık olarak bilmiyoruz. Pedersenʼin Ermeniceden alındığı yolundaki savı yanlıştır (KZ 39: 458). Dankoff (ALT A3) Pedersen’in açıklaması üzerinde durmuş, her iki dilde ortak bir kaynaktan (örn. Orta Farsçadan) kalma bir alıntı olabileceğini dile getirmiştir. Ligeti (TörK 255) geçerli bir etimolojisinin yapılmadığını bildirmiştir. Barandeev (ST 5, 1987, 80-82) yanlışlıkla Türkçe yarık biçimiyle birleştirmiştir. ‘Sulama kanalı’ olarak kullanılan arık, Orta Asya topraklarında büyük bir yer tutmuştur (Barthold: K istorii orošenija Turkestana). Doerfer, atlı göçebe Türklerin yapay sulama terimlerine gereksinim duymadıklarını vurgulamıştır. Onun bu gözlemine katılan Ligeti, göçebelerin savunma sistemlerinde arklardan yararlandıklarını seslendirmiştir. Macarların da atlı göçebelerin saldırılarına karşı yurt sınırlarında arklar açtıklarını biliyoruz. Türkçeden Farsça, Kürtçe gibi dillere geçtiği gibi, Balkan ve Kafkasya dillerine de girmiştir. Rusça ve Moğolcada da Türkçe bir alıntı olarak kullanılır. Macarcada da eski Türklerden kalma bir alıntı olarak saklanmıştır. Ligeti’ye göre, Macarca árok Kumanca veya Peçenekçeden kalma öğeler arasında yer alamaz. Pedersen: KZ 39: 458; Munkácsi: KSz 5: 355; Ramstedt: KWb 13a; Doerfer: TMEN 469; Räsänen: V 28a; Clauson: ED 214a; Tietze: ZBalk 18: 176/120; Ligeti: TörK 255-256; Dankoff: ALT A3; Şçerbak: VJa 6, 1989, 134.