Alıç
ʻyurdumuzda yabanî olarak yetişen bir ağaç’ ~ Tkm alıç ʻak diken’ ~ OT aluç. Eski Kıpçakçada alçu olarak geçer. Clauson (ED 128b) Farsça alū [sic!] ile yakınlığı olduğunu belirtmekle yetinmiştir. Tietze (Pers 133/8) Farsça ā/ū ʻplum’ + -ça küçültme ekiyle kurulmuş bir türev olduğunu yazmış, ancak sonundaki -a’nın düşmesi üzerinde durmamıştır. Buna karşılık alça biçiminde ortadaki -u-’nun düştüğünü göz ardı etmemiştir (127. s.). Räsänen (V I8b) de Farsça ālūça’dan geldiğini bildirmiştir. (G. Doerfer. ālūça’nın bir küçültme biçimi olduğunu dile getirmiştir.) Dankoff’a göre (ALT 6), Ermeniceden alınmıştır (Erm aloč ʻmedlar’, yer. alōč, alōǰ, aluç, aluǰ). Deny: Gr 580 (étmymologie obscure). Yerel ağızlarda alıca yemişen adı da verilir. bk. yemişen. Rusça alyča ‘Prunus spinosa’ Türkçeden alınmıştır.